Mimari Üsluplara İsimlerini Vermiş Mimarlar

Mimari Üsluplara İsimlerini Vermiş Mimarlar

Tarih boyunca, eşsiz fikirleri ve yenilikçi stilleri ile gelecek nesillere etki etmiş bazı mimarlar vardır. Bu öncü mimarlardan bazıları, o kadar devrimci fikirler ortaya koydular ki, bu fikirleri tamamen kapsayacak yeni sözcüklerin bulunması gerekti. Koca bir dönemin kucakladığı bir üslup haline geldiler, ya da on yıllar sonra yaşayacak olan milyonlarca kişinin hayal güçlerini yakaladılar. Ve biz artık “Gaudiesque” ya da “Corbusian” tarzını gördüğümüzde anlayabiliyoruz.

İşte isimleri şu an sözlüklerde olan mimarların eserlerinden çıkan sekiz sıfat:

Miesian

Mies Van der Rohe, “Less is more” ve “God is in the details” söylemleriyle mimari dünyada yerini almış ünlü bir mimardır. Bu alıntılar, Miesian mimarinin özelliklerini, titizlikle hazırlanmış minimalizmi mükemmel bir şekilde tanımlar. Çelik çerçeveler, cam duvarlar ve minimalin güzelliği, günümüzün gökdelenlerine, şık ve yalın mutfaklarına ilham kaynağı oldu.

Richardsonian Romanesque

Henry Hobson Richardson, Fransız, İspanyol ve İtalyan Romaneskinin eklektik bir karışımı olan, Richardson Romenesk adlı üslubu yarattı. Kapı ve pencerelerin önündeki kusursuz yarım daire kemerler ve yuvarlak konik kuleler ile verilen tuhaflık duygusu, bir kalıcılık hissi yaratmak için ağır duvar işçiliği ile kullanılır. Richardsonian Romanesque’in benzersiz, yontma şekilleri, Chicago Okulu’nu ve İskandinav mimarları oldukça etkiledi.

Sullivanesque

Sullivanesque terimi, Louis Sullivan’ın mimari üslubundan türetilmiştir. Sullivan, çalışmalarında yoğun süslemelerle dengelenmiş doğrusal, dikdörtgen formlar kullanıyordu. Yeni teknolojilerin daha önce hiç olmadığı kadar uzun binalara olanak verdiği o dönemlerde, Sullivan, uzun bir binanın “her santiminde gururlu ve pür iftiharla yükselen, tepeden tırnağa tek bir mualif çizgisi olmayan bir şey” olması gerekti inancı doğrultusunda, yatay odaklı Beaux-Arts stillerini dikey yönelimli tasarımlara dönüştürdü. The Midland Terra Cotta Şirketi ve diğer rakipler, toplu olarak Sullivanesque binalar üretti ve birçoğu Chicago’nun caddelerinde sıralandı.

Gaudiesque

Antoni Gaudi eserleri, fantezilerden ortaya çıkmış çarpık, oransız formlarla karakterize edilir ve bu eserler, insanları başka bir dünyaya taşınmış gibi hissettirir. Gaudi, hayal gücümüzü yansıtan heykelleri yaratmak için doğadan ilham alan karışık dekoratif unsurlarla karmaşık geometrileri birleştirdi.

Palladian

Palladian mimarisi, Andrea Palladio’nun eserlerinden elde edilen bir üslup. Rönesans döneminden kalma bir mimar olan Palladio, antik Roma mimarisinden ve klasik antik çağlardan esinlendi. Palladian stili, 18. Yüzyılda İngiltere’nin yanı sıra Avrupa ve Kuzey Amerika’da da yayılmaya başladı. Palladianizm, klasik stünlar ve alınlıklar gibi simetri ve denge elementlerinin yanı sıra, matematiksel orantılara ve kural tabanlı tasarıma sıkı sıkıya bağlanmış ve daha az, sınırlı süslemeleri ile diğer Rönesans eserlerinden ayrılır.

Corbusian

Corbusian terimi Le Corbusier’in mimarisinin özelliklerini ifade eder. Ancak “Corbusian” kelimesini tam olarak tanımlamak, Gauidi ya da Mies Van der Rohe’nin homojen tarzlarına kıyasla daha zordur. Le Corbusier’in çalışmaları kariyeri boyunca pürüzsüz, saf formlardan Brutalist açıkta kalmış betona ve daha heykelsiye doğru önemli ölçüde değişti. Pilotilerin kullanımı, özgür bir plan, ve özgür bir cephe -Le Corbusier’in “Yeni Bir Mimarinin Beş Noktası”na dayanan konseptler- ile birlikte ham, dürüst materyaller, Corbusian bir eserin karakteristik özellikleridir.

Ruskinian

John Ruskin’in çalışmaları, farklı jenerasyonlardan birçok yazara, mimara ve ekonomiste ilham verdi. “Mimarinin Yedi Lambası” adlı kitabında Ruskin, yapı, süsleme ve dürüst malzeme ile yapı sergileme araçlarının mimarinin ayrılmaz bir parçası olduğuna olan inancını anlattı. Ruskinian mimari, genellikle Gotik ve dekoratif tuğla işçiliğini ve çok renkliliği kullanır.

Barraganesque

“Barraganesque”, Luis Barragan’ın mimarisine ait olan üslup olarak tanımlanır. Parlak renk patlamalarının yanında temiz çizgiler ve formlar kullanması, eğlenceli ve samimi, manevi ve şiirsel yapılar yaratır. Rasyonel analizlerden ziyade, “duygusal mimari” yaratmaya çalştı. Barraganesque, küpler ve uçaklar, parlak renkler ve ışığın dramatik kullanımından oluşur.

No Comments

Post A Comment